21.06.2007

paramparça aşklar ve köpekler

cehennemden kopmuş bir hafta! cuma günü yaptıklarımıza, nasıl eğlendiğimize bakıyorum sanki çok uzakta kalmış gibiler. koca bir haftayı nerdeyse uyumadan, nerdeyse yaşamadan geçirmek..durmadan dinlenmeden kendine ait olmayan bir zamanı harcamak..
bugün belki hayatımın bir sonunu daha getirebilirdim..ama olmadı, daha önceden belli olan bugün kesinleşmiş oldu..
bugünü o tabloyu astıktan sonra, o verdiğim nefesin altında ayrılmak istemeyen yorgunluklar hatta biraz umut bile olabilir..herkesin güldüğünü görmek, ve gerçekten gülebilmek ne keyifli...
en iyi türkçeleştirilmiş isimlerden biri değil mi bu film? izlemiştim aslında, aklımı ve fikrimi uyuşturacak litrelerce alkolden sonra bir zamandı, geride kalan sadece isim..o yüzden tekrar edelim dedik, birbirinden bağımsız ve birbirine bağlı hayatları, şu an tanımadığım pek çok arkadaşımı düşünmek için belki..
paramparça aşklar...
önce hiç fark etmeden tek başına yaşamayı unutturur, sonra kalan herşeyi ele geçirir..zamanla ilerler, bu kez acı çekmeyi öğretir.düşüncelerin uymamasının nasıl bir şey olduğunu anlamayı sağlar.gecelerce uykusuz bırakır, alkolün bütün çeşitlerini arkadaş yapar. gündüzü bırakıp geceyi seçtirir. kahve dumanında hayal etmeyi öğretir.
ama en zor zamanlar yeni gelmektedir.şekilde sevmeyi, gördüğünü beğenmeyi, aşık olmamayı öğretir. parçalanmayı ve kaybetmeyi.tek bir nefeste hayatı keşfetmeyi...
aman neyse gene uzar bu mesele.
yeşil cin'in gördürdükleri gibi insana.evet hayat böyle olmalı.iki yanına baktığında kafası güzel, sana gerçekten bakan insanlar olmalı. böyle yaşamaya alışmamışım ama alışıyorum, sanki hoşuma gidiyor...
buraya çok defa direk mesaj veren şeyler yazmışım bunu gördüm. ne kötü, mesaj verme ihtiyacı duymak..ama en güzeli sonradan dışarıdan bakabilmek..görmek ve gülümsemek..elbette çok özlüyor insan ama...tek taraflı özlemler zaten en dramatik kısmı hayatın..

Hiç yorum yok: