düşüncelerden sıyrılmak
arpacı kumrusu gibi düşünmeye başladım ben.sürekli aynı şeyleri,hiç bir değişiklik yapmadan düşünüyorum üstelik.insanlara bunun yanlışlığını anlatıyorum,hatta pek çok konuda vaazlar denebilecek konuşmalar yapıyorum -ki eminim sıkıyorum insanları- ancak hiçbiri kendimi etkilemiyor.ne istediğimi biliyorum belki evet ve adına bir parça huzur deniyor ama nasıl sağlanır konusunda hiç bir fikrim yok.
bunların hepsi birbiriyle bağlı sanki,insanlar ilişkiler kurar,insanlar kendine bir yer edinir,insanlar sıkılır,insanlar yorulur ve insanlar ölür.arada kalanlarda yemek ve içmek gibi doğal ihtiyaçlardır(ancak içmek kelimesinden ne anladığınız değişebilir). yok yok yanlış oldu bu.aşk var arada.unutulmaması gereken ve herşeye gücü yeten ama konumuz ondan ayrı şuan,çok özel bir günde bundan bahsederiz yine.neyse nerde kaldım,hah,çevremde ben ne zaman kötü olursam insanlarında kötü olmaya başladığını görüyorum.başlarda bunu ''vay be benimle ne kadar ilgililer'' diye gayet saftirikçe karşıladım.sonra baktım ki aslında hiç birşey değişmiyor insanlarda,sadece benim bakış açım sorun.
sonra bakmamaya başladım,son dönemlerde en azından.buna bazı insanlar kelime olarak ''yorgunluk'' diyor ama ben henüz tam ifademi bulmuş değilim.
adamın biri bir gün diye başlayan fıkralarda ki gibiyim ve nedense bu adam hiç istediklerini yapamıyor.her zaman ve her zaman bir eksik yan çıkmalı ki ona yakışsın,onun olduğu anlaşılsın.
zaman bazen çok hızlı akarken neden olmaması gereken anlarda çok yavaşlıyor.bakıyorum insanlara bazı şeylere seviniyorlar veya bir topluluğa anlatıyorlar fikirciklerini.aşağılamak için değil bu tabir ama gerçekten çok basit düşünüyor bazı zamanlarda insan denen minicik sevimli şey.
rubik küpünü hiç çözmeye çalışmamış biri olarak sanırım bu bulmacalarıda zamana bırakıp bir daha hiç dönüp bakmayacağım.yada bilmiyorum belli olmuyor ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder